1. görüldüğünde, ibrazında.
  2. (a) görür görmez, başka yere bakmadan.
    to translate something at sight: bir şeyi görür görmez
    (sözlüğe bakmadan) tercüme etmek. (b) gösterilince, ibrazında.
    a draft payable at sight: ibrazında ödenecek havale/poliçe.
ibrazında ödenen poliçe
ibrazında ödenecek senet
görüldüğünde ibraz edene ödenecek senet
görüldüğünde ödeme (belgeler ibraz edildiğinde yapılan ödeme
görüldüğünde ödeme
ibrazında ödenir
metne bakarak anında çeviri yapmak Fiil
polis memurlarını görür görmez
görür görmez, derhal, hemen.
kısa vadeli
görünce